Tek Yön Finlandiya

Uzun süredir istemli ya da farkındalıksızca yazmaya yabancılaşıyorum. Şu an yazıyor olma sebebimse çaresizlik. Uçağıma bir buçuk saat var. Sorgudan taze çıktım? Ne anarşist eylemlerden ne pasifist direnişten. Benim her uzağına düştüğümde güzelliğini anladığım ülkemi kasıp kavuran yeni gündemden. Ve iddiaya göre tatmin etmeyen özel hayatıma ilişkin cevaplar ile bir sosyoloji mezunu olarak nasıl uzmanı olmadığım!? beden dilinden. Saçma sapan sorgu kısmını geçiyorum. (Evet gerçekten odaya çekildim.)

 Karşıma aldığım 67. kapının önünden Avrupa'daki tüm kilise duvarlarından yetişkinlik evreleri fırlamışçasına melekler geçiyor. Antalya’nın yakan sıcağında kavrulmuş tenleriyle sarışın kadınlar, çocuklar, ve Türkiyeli kocalar. Telaşsızca uçaklarını bekliyorlar. Bense daha önce hiç tatmadığım duyguları izlemliyorum. Üzerimde bir ağırlık, kafam ağır, gözlerim ağır, yaşlarım ağır, yeni bir coğrafyaya; Finlandiya’ya gidişime dakikaları sayıyorum. O kadar dolmuşum ki çabalayıp düşmekten, anlatmaktan, başvurmaktan, konuşmaktan ve şu ana kadar karşılığını alamadığım mektuplar yollamaktan… İçime hayatımı  farklı bir yöne savurabilmenin hafifliğinin oturabilmesi için tüm ağırlıkları bir bir kahkaha yaşlarıyla fırlatmam gerekiyor. Sanki saatlerce salya sümük ağlayabilirmişim gibi; ama tabii, eyeliner’ımın akmasını istemem!

Sorguya olan öfkem Postmodern Judebox'ın Seven Nation Army coverı ile havada oynaşan bir dumana dönüşüyor. Saçımı toplayıp rastamı salıyorum. Ucuna Kediliköy’den aldığım tüylü, peace'li küpemi takıyorum.
Oh!
Ben yine gidiyorum!
01.08.16 / Antalya


Yorumlar

  1. Güle güle git...

    YanıtlaSil
  2. Üzülmek yok... arkana bakma... doğru olarak bildiğin yöne doğru, yol almaya devam etmelisin... tekrardan seni bıraktığım ICF Airports ANTALYA havalimanında ki gelişmelerden dolayı geçmiş olsun dileklerimi sunuyorum... kal sağlıcakla Hazal'ım...

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Popüler Yayınlar